" target="_blank"> TARİH KURDU: Ankara Savaşı Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid Han ile Timur Han'ın, Ankara'da yaptıkları savaş (1402). Yıldırım Bayezid Han; Niğbolu zaferiyle Rumeli'de Osmanlı hâkimiyetini tesis ettikten sonra, Anadolu'da birliği sağlamak için harekete geçti. Bu niyetle Aydın, Menteşe, Karaman ve İsfendiyaroğulları beyliklerine son verdi. Ancak bu beyliklerin başındaki beyler, Asya'da kuvvetli bir devlet kurup, batıya yönelen Timur Han'a sığındılar. Aynı şekilde Timur Han'ın, hükümdarlığına son verdiği Karakoyunlu beyi Kara Yusuf ile Tebriz hükümdarı Ahmed Bey de Yıldırım Bayezid Han'a sığınmış, Erzincan beyi Mutahharten de akrabalarını Yıldırım Bayezid Han'a göndererek yardım istemişti. Timur Han'a sığınan Anadolu beyleri, Osmanlı sultanı hakkında; Timur Han'ın önünden kaçan beyler de Yıldırım Bayezid Han'a Timur'la ilgili olmadık şeyler söyleyip kötüleyerek, her iki Müslüman Türk hükümdarının arasını açtılar, iki taraf da karşılıklı kendilerine sığınanları müdafaa ettiler. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'a mektup göndererek kendisine sığınanların iadesini istedi. Bu mektuplarda her iki hükümdarın birbirlerine hakaret dolu sözlere yer verdikleri, ilim adamları arasında kabul görmemektedir. Bugün, bilinen hakaret dolu mektupların sahte olduğu ispatlanmıştır. Yıldırım Bayezid Han, Timur Han'ın isteğini kabul etmeyince savaş kaçınılmaz oldu. Timur Han, kuvvetli bir ordu ile, Anadolu içlerine doğru harekete geçti. Bunu haber alan Yıldırım Bayezid Han da, İstanbul kuşatmasını kaldırarak, kuvvetlerini Bursa'da toplamaya başladı. Bursa'dan hareket eden Osmanlı ordusu, iki koldan yürüyerek Ankara önüne geldi. Bu sırada Timur Han, Sivas'ı ele geçirmişti. Onun, Sivas'ta olduğunu haber alan Yıldırım Bayezid Han, ağırlıklarının bir kısmını Ankara'da bırakarak Akdağmadeni ve Kadışehri dağlık mıntıkasında mevzi almak istedi. İki ordunun öncü kuvvetleri Sivas ve Tokat bölgelerinde karşılaştılar ise de, Osmanlı sultanı, Sivas ile Tokat arasındaki geçitleri tuttuğundan, burada muharebe yapmayı kendisi için tehlikeli gören Timur Han, Kayseri'ye doğru yürüdü. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'ı kendisine doğru çekmek istediyse de duruma vâkıf olan Yıldırım Bayezid Han, bu oyuna gelmedi ve yapacağı taarruzun zamanını bekledi Timur Han, Kırşehir üzerinden hızla Ankara önlerine gelerek kaleyi kuşattı. Kale muhafızı Yakub Bey, kaleyi şiddetle müdafaa etti. Timur Han, Osmanlı ordusunun geleceğini tahmin ettiği yolu iyice tahkim etti. Osmanlı ordusu ise onun hiç beklemediği taraftan ve tahmininden çok erken, Ankara önlerine geldi. Osmanlı ordusunun merkezinde Yıldırım Bayezid Han bulunuyordu. Yanında sadrazam Çandarlı Ali Paşa, şehzade İsa, Mustafa ve Musa Çelebiler yer alıyordu. Sağ cenahta bulunan Anadolu birliklerine vezir Timurtaş Paşa, sol cenahta yer alan Rumeli birliklerine Şehzade Süleyman Şah kumanda ediyordu; ihtiyat kuvvetlerinin başında da Şehzade Mehmed Çelebi bulunuyordu. Sol cenahın ihtiyat kuvvetlerini, Sırbistan despotu ve Sultan'ın kayın biraderi Stefan Lazareviç'in kumandasında yirmi bine yakın zırhlı Sırp askeri meydana getiriyordu. Merkez ihtiyatında Karakoyunlular, sağ cenahın ihtiyatında Kara Tatarlar denilen Türkleşmiş Moğollar yer alıyordu. Ayrıca Süleyman Şah'ın kumandasında akıncı kuvvetleri de vardı. Osmanlı askerinin sayısı yetmiş binden fazla idi. Timur Han, ordusunun merkezinde yer almıştı. Torunu Muhammed Mirza, zırhlı ve atlı olan Mâverâünnehir askeri ile ihtiyatta idi. Diğer torunları Pir Muhammed ve İskender Mirza, Muhammed Mirza'nın yanında yer alıyorlardı. Sağ cenaha üçüncü oğlu Miranşah, sol cenaha ise dördüncü oğlu Şahruh Mirza kumanda ediyordu. Zırhlı otuz iki fil, ordunun önünde dizilmişti. İkiye ayrılmış olan merkez kuvvetlerinin sağ tarafına Timur Han'ın ikinci oğlu Ömer Şeyh Mirza, sol tarafına ise Emîr Celâl İslâm kumanda ediyordu. Akkoyunlu sultanı Osman Bey ile Emîr Cihan Şah'ın tümenleri, sağ cenahın önünde yer almıştı. Mutahharten Bey, Karamanoğlu, Aydınoğlu, Menteşeoğlu, Germiyanoğlu, Saruhanoğlu ve Candaroğlu, sağ cenahta yer almışlardı. Çağatay sultanı Mahmud Han, Timur'un yanında idi. Muharebe günü sabah namazından sonra Yıldırım Bayezid Han, askerlerine veciz bir hitabede bulundu. Fakat karşı taraf da Sünnî Müslüman ve Türk olduğu için, askerin, Hıristiyan ordularına karşı gösterdiği başarıyı gösteremeyeceği ortada idi. İki ordu, Ankara'nın kuzeydoğusundaki Çubuk ovasında, 28 Temmuz 1402 tarihinde karşılaştı. Burada, o devrin en büyük kumandanlarından ikisi arasında tarihin en büyük savaşlarından biri oldu. Fil görmemiş Osmanlı atları ürktü. Osmanlı ordusundaki Kara Tatarların, aniden Timur tarafına geçip, Rumeli sipahilerinin arkasından ok atmaya başlamaları, Osmanlının taarruz gücünü kırdı. Bu sırada Osmanlı ordusundaki Karaman, Candar, Germiyan, Aydın, Menteşe ve Saruhanlı sipahileri karşı tarafta bayrak açmış olan beylerini görünce, Timur Han'ın tarafına geçtiler. Yıldırım Bayezid Han'ın yanında az bir asker kaldı. Osmanlı ordusunun bir kısmı geri çekildi. Kara Timurtaş ve Firuz paşalar, birlikleri tamamen bozuluncaya kadar dayandılar. Yıldırım Bayezid Han, gün batarken üç bin kişi ile Çataltepe'de muharebeye devam ediyordu. Burada süren üç saatlik vuruşmadan sonra, mağlûbiyeti anlayınca etrafındaki askerleri yararak kurtulmak istedi. Yıldırım Bayezid Han'ın atı yaralanınca, oğlu ile beraber, Çağatay hanı Sultan Mahmud Han'ın kumanda ettiği birlik tarafından esir alındı. Timur Han, kendisini iyi karşıladı ve tesellide bulundu. Bir Osmanlı padişahına yaraşır şekilde, izzet ve ikramda bulundu. Timur'un, Yıldırım Bayezid Han'a iyi davranmadığı iddiaları uydurmadır. Ancak, esaret zilletini çekemeyen Yıldırım Bayezid Han, kederinden ve nefes darlığından kırk dört yaşında vefat etti. Timur Han, ölüm haberini alınca; "Yazık oldu, büyük bir mücahid kaybettik" demekten kendini alamadı. Ankara Savaşı, Orta Çağ'ın en büyük meydan muharebesidir. İki yüz binden fazla Türk askeri, birbiri ile savaşmıştır. Anadolu topraklarında iki Müslüman devlet arasında yapılmış olan büyük meydan muharebelerindendir. Ankara Savaşının önemli neticeleri arasında; Anadolu Türk birliğinin parçalanması, Bizans ve İstanbul fethinin elli yıl daha uzaması ve Osmanlı Devleti'nin gelişmesinin en azından yarim asırdan daha fazla gecikmesi sayılabilir. Timur Han, Ankara Savaşında kırk bine yakın zayiat vermiştir. Halbuki o, bu muharebeye kadar altı binden fazla kayıp vermemişti. Buna, Osmanlı ordusundaki sevk ve idarenin mükemmeliyeti sebep olmuştur. Bazı tarihçiler, Yıldırım Bayezid Han ile savaştığı için Timur Han'ı haksız olarak kötülemekte, harp sahasında olanları, zulüm ve ortalığı kana boyamak şeklinde bildirmektedir. Halbuki bunun iki devlet arasında bir hâkimiyet savaşı olduğu unutulmamalı, bu savaş, tarafsız bir şekilde ele alınıp değerlendirilmelidir.

Sponsorlu Bağlantı

2 Aralık 2013 Pazartesi

Ankara Savaşı Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid Han ile Timur Han'ın, Ankara'da yaptıkları savaş (1402). Yıldırım Bayezid Han; Niğbolu zaferiyle Rumeli'de Osmanlı hâkimiyetini tesis ettikten sonra, Anadolu'da birliği sağlamak için harekete geçti. Bu niyetle Aydın, Menteşe, Karaman ve İsfendiyaroğulları beyliklerine son verdi. Ancak bu beyliklerin başındaki beyler, Asya'da kuvvetli bir devlet kurup, batıya yönelen Timur Han'a sığındılar. Aynı şekilde Timur Han'ın, hükümdarlığına son verdiği Karakoyunlu beyi Kara Yusuf ile Tebriz hükümdarı Ahmed Bey de Yıldırım Bayezid Han'a sığınmış, Erzincan beyi Mutahharten de akrabalarını Yıldırım Bayezid Han'a göndererek yardım istemişti. Timur Han'a sığınan Anadolu beyleri, Osmanlı sultanı hakkında; Timur Han'ın önünden kaçan beyler de Yıldırım Bayezid Han'a Timur'la ilgili olmadık şeyler söyleyip kötüleyerek, her iki Müslüman Türk hükümdarının arasını açtılar, iki taraf da karşılıklı kendilerine sığınanları müdafaa ettiler. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'a mektup göndererek kendisine sığınanların iadesini istedi. Bu mektuplarda her iki hükümdarın birbirlerine hakaret dolu sözlere yer verdikleri, ilim adamları arasında kabul görmemektedir. Bugün, bilinen hakaret dolu mektupların sahte olduğu ispatlanmıştır. Yıldırım Bayezid Han, Timur Han'ın isteğini kabul etmeyince savaş kaçınılmaz oldu. Timur Han, kuvvetli bir ordu ile, Anadolu içlerine doğru harekete geçti. Bunu haber alan Yıldırım Bayezid Han da, İstanbul kuşatmasını kaldırarak, kuvvetlerini Bursa'da toplamaya başladı. Bursa'dan hareket eden Osmanlı ordusu, iki koldan yürüyerek Ankara önüne geldi. Bu sırada Timur Han, Sivas'ı ele geçirmişti. Onun, Sivas'ta olduğunu haber alan Yıldırım Bayezid Han, ağırlıklarının bir kısmını Ankara'da bırakarak Akdağmadeni ve Kadışehri dağlık mıntıkasında mevzi almak istedi. İki ordunun öncü kuvvetleri Sivas ve Tokat bölgelerinde karşılaştılar ise de, Osmanlı sultanı, Sivas ile Tokat arasındaki geçitleri tuttuğundan, burada muharebe yapmayı kendisi için tehlikeli gören Timur Han, Kayseri'ye doğru yürüdü. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'ı kendisine doğru çekmek istediyse de duruma vâkıf olan Yıldırım Bayezid Han, bu oyuna gelmedi ve yapacağı taarruzun zamanını bekledi Timur Han, Kırşehir üzerinden hızla Ankara önlerine gelerek kaleyi kuşattı. Kale muhafızı Yakub Bey, kaleyi şiddetle müdafaa etti. Timur Han, Osmanlı ordusunun geleceğini tahmin ettiği yolu iyice tahkim etti. Osmanlı ordusu ise onun hiç beklemediği taraftan ve tahmininden çok erken, Ankara önlerine geldi. Osmanlı ordusunun merkezinde Yıldırım Bayezid Han bulunuyordu. Yanında sadrazam Çandarlı Ali Paşa, şehzade İsa, Mustafa ve Musa Çelebiler yer alıyordu. Sağ cenahta bulunan Anadolu birliklerine vezir Timurtaş Paşa, sol cenahta yer alan Rumeli birliklerine Şehzade Süleyman Şah kumanda ediyordu; ihtiyat kuvvetlerinin başında da Şehzade Mehmed Çelebi bulunuyordu. Sol cenahın ihtiyat kuvvetlerini, Sırbistan despotu ve Sultan'ın kayın biraderi Stefan Lazareviç'in kumandasında yirmi bine yakın zırhlı Sırp askeri meydana getiriyordu. Merkez ihtiyatında Karakoyunlular, sağ cenahın ihtiyatında Kara Tatarlar denilen Türkleşmiş Moğollar yer alıyordu. Ayrıca Süleyman Şah'ın kumandasında akıncı kuvvetleri de vardı. Osmanlı askerinin sayısı yetmiş binden fazla idi. Timur Han, ordusunun merkezinde yer almıştı. Torunu Muhammed Mirza, zırhlı ve atlı olan Mâverâünnehir askeri ile ihtiyatta idi. Diğer torunları Pir Muhammed ve İskender Mirza, Muhammed Mirza'nın yanında yer alıyorlardı. Sağ cenaha üçüncü oğlu Miranşah, sol cenaha ise dördüncü oğlu Şahruh Mirza kumanda ediyordu. Zırhlı otuz iki fil, ordunun önünde dizilmişti. İkiye ayrılmış olan merkez kuvvetlerinin sağ tarafına Timur Han'ın ikinci oğlu Ömer Şeyh Mirza, sol tarafına ise Emîr Celâl İslâm kumanda ediyordu. Akkoyunlu sultanı Osman Bey ile Emîr Cihan Şah'ın tümenleri, sağ cenahın önünde yer almıştı. Mutahharten Bey, Karamanoğlu, Aydınoğlu, Menteşeoğlu, Germiyanoğlu, Saruhanoğlu ve Candaroğlu, sağ cenahta yer almışlardı. Çağatay sultanı Mahmud Han, Timur'un yanında idi. Muharebe günü sabah namazından sonra Yıldırım Bayezid Han, askerlerine veciz bir hitabede bulundu. Fakat karşı taraf da Sünnî Müslüman ve Türk olduğu için, askerin, Hıristiyan ordularına karşı gösterdiği başarıyı gösteremeyeceği ortada idi. İki ordu, Ankara'nın kuzeydoğusundaki Çubuk ovasında, 28 Temmuz 1402 tarihinde karşılaştı. Burada, o devrin en büyük kumandanlarından ikisi arasında tarihin en büyük savaşlarından biri oldu. Fil görmemiş Osmanlı atları ürktü. Osmanlı ordusundaki Kara Tatarların, aniden Timur tarafına geçip, Rumeli sipahilerinin arkasından ok atmaya başlamaları, Osmanlının taarruz gücünü kırdı. Bu sırada Osmanlı ordusundaki Karaman, Candar, Germiyan, Aydın, Menteşe ve Saruhanlı sipahileri karşı tarafta bayrak açmış olan beylerini görünce, Timur Han'ın tarafına geçtiler. Yıldırım Bayezid Han'ın yanında az bir asker kaldı. Osmanlı ordusunun bir kısmı geri çekildi. Kara Timurtaş ve Firuz paşalar, birlikleri tamamen bozuluncaya kadar dayandılar. Yıldırım Bayezid Han, gün batarken üç bin kişi ile Çataltepe'de muharebeye devam ediyordu. Burada süren üç saatlik vuruşmadan sonra, mağlûbiyeti anlayınca etrafındaki askerleri yararak kurtulmak istedi. Yıldırım Bayezid Han'ın atı yaralanınca, oğlu ile beraber, Çağatay hanı Sultan Mahmud Han'ın kumanda ettiği birlik tarafından esir alındı. Timur Han, kendisini iyi karşıladı ve tesellide bulundu. Bir Osmanlı padişahına yaraşır şekilde, izzet ve ikramda bulundu. Timur'un, Yıldırım Bayezid Han'a iyi davranmadığı iddiaları uydurmadır. Ancak, esaret zilletini çekemeyen Yıldırım Bayezid Han, kederinden ve nefes darlığından kırk dört yaşında vefat etti. Timur Han, ölüm haberini alınca; "Yazık oldu, büyük bir mücahid kaybettik" demekten kendini alamadı. Ankara Savaşı, Orta Çağ'ın en büyük meydan muharebesidir. İki yüz binden fazla Türk askeri, birbiri ile savaşmıştır. Anadolu topraklarında iki Müslüman devlet arasında yapılmış olan büyük meydan muharebelerindendir. Ankara Savaşının önemli neticeleri arasında; Anadolu Türk birliğinin parçalanması, Bizans ve İstanbul fethinin elli yıl daha uzaması ve Osmanlı Devleti'nin gelişmesinin en azından yarim asırdan daha fazla gecikmesi sayılabilir. Timur Han, Ankara Savaşında kırk bine yakın zayiat vermiştir. Halbuki o, bu muharebeye kadar altı binden fazla kayıp vermemişti. Buna, Osmanlı ordusundaki sevk ve idarenin mükemmeliyeti sebep olmuştur. Bazı tarihçiler, Yıldırım Bayezid Han ile savaştığı için Timur Han'ı haksız olarak kötülemekte, harp sahasında olanları, zulüm ve ortalığı kana boyamak şeklinde bildirmektedir. Halbuki bunun iki devlet arasında bir hâkimiyet savaşı olduğu unutulmamalı, bu savaş, tarafsız bir şekilde ele alınıp değerlendirilmelidir.

Ankara Savaşı



Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid Han ile Timur Han'ın, Ankara'da yaptıkları savaş (1402). Yıldırım Bayezid Han; Niğbolu zaferiyle Rumeli'de Osmanlı hâkimiyetini tesis ettikten sonra, Anadolu'da birliği sağlamak için harekete geçti. Bu niyetle Aydın, Menteşe, Karaman ve İsfendiyaroğulları beyliklerine son verdi. Ancak bu beyliklerin başındaki beyler, Asya'da kuvvetli bir devlet kurup, batıya yönelen Timur Han'a sığındılar. Aynı şekilde Timur Han'ın, hükümdarlığına son verdiği Karakoyunlu beyi Kara Yusuf ile Tebriz hükümdarı Ahmed Bey de Yıldırım Bayezid Han'a sığınmış, Erzincan beyi Mutahharten de akrabalarını Yıldırım Bayezid Han'a göndererek yardım istemişti. Timur Han'a sığınan Anadolu beyleri, Osmanlı sultanı hakkında; Timur Han'ın önünden kaçan beyler de Yıldırım Bayezid Han'a Timur'la ilgili olmadık şeyler söyleyip kötüleyerek, her iki Müslüman Türk hükümdarının arasını açtılar, iki taraf da karşılıklı kendilerine sığınanları müdafaa ettiler. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'a mektup göndererek kendisine sığınanların iadesini istedi. Bu mektuplarda her iki hükümdarın birbirlerine hakaret dolu sözlere yer verdikleri, ilim adamları arasında kabul görmemektedir. Bugün, bilinen hakaret dolu mektupların sahte olduğu ispatlanmıştır. Yıldırım Bayezid Han, Timur Han'ın isteğini kabul etmeyince savaş kaçınılmaz oldu.
Timur Han, kuvvetli bir ordu ile, Anadolu içlerine doğru harekete geçti. Bunu haber alan Yıldırım Bayezid Han da, İstanbul kuşatmasını kaldırarak, kuvvetlerini Bursa'da toplamaya başladı. Bursa'dan hareket eden Osmanlı ordusu, iki koldan yürüyerek Ankara önüne geldi. Bu sırada Timur Han, Sivas'ı ele geçirmişti. Onun, Sivas'ta olduğunu haber alan Yıldırım Bayezid Han, ağırlıklarının bir kısmını Ankara'da bırakarak Akdağmadeni ve Kadışehri dağlık mıntıkasında mevzi almak istedi. İki ordunun öncü kuvvetleri Sivas ve Tokat bölgelerinde karşılaştılar ise de, Osmanlı sultanı, Sivas ile Tokat arasındaki geçitleri tuttuğundan, burada muharebe yapmayı kendisi için tehlikeli gören Timur Han, Kayseri'ye doğru yürüdü. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'ı kendisine doğru çekmek istediyse de duruma vâkıf olan Yıldırım Bayezid Han, bu oyuna gelmedi ve yapacağı taarruzun zamanını bekledi
Timur Han, Kırşehir üzerinden hızla Ankara önlerine gelerek kaleyi kuşattı. Kale muhafızı Yakub Bey, kaleyi şiddetle müdafaa etti. Timur Han, Osmanlı ordusunun geleceğini tahmin ettiği yolu iyice tahkim etti. Osmanlı ordusu ise onun hiç beklemediği taraftan ve tahmininden çok erken, Ankara önlerine geldi.
Osmanlı ordusunun merkezinde Yıldırım Bayezid Han bulunuyordu. Yanında sadrazam Çandarlı Ali Paşa, şehzade İsa, Mustafa ve Musa Çelebiler yer alıyordu. Sağ cenahta bulunan Anadolu birliklerine vezir Timurtaş Paşa, sol cenahta yer alan Rumeli birliklerine Şehzade Süleyman Şah kumanda ediyordu; ihtiyat kuvvetlerinin başında da Şehzade Mehmed Çelebi bulunuyordu. Sol cenahın ihtiyat kuvvetlerini, Sırbistan despotu ve Sultan'ın kayın biraderi Stefan Lazareviç'in kumandasında yirmi bine yakın zırhlı Sırp askeri meydana getiriyordu. Merkez ihtiyatında Karakoyunlular, sağ cenahın ihtiyatında Kara Tatarlar denilen Türkleşmiş Moğollar yer alıyordu. Ayrıca Süleyman Şah'ın kumandasında akıncı kuvvetleri de vardı. Osmanlı askerinin sayısı yetmiş binden fazla idi.
Timur Han, ordusunun merkezinde yer almıştı. Torunu Muhammed Mirza, zırhlı ve atlı olan Mâverâünnehir askeri ile ihtiyatta idi. Diğer torunları Pir Muhammed ve İskender Mirza, Muhammed Mirza'nın yanında yer alıyorlardı. Sağ cenaha üçüncü oğlu Miranşah, sol cenaha ise dördüncü oğlu Şahruh Mirza kumanda ediyordu. Zırhlı otuz iki fil, ordunun önünde dizilmişti. İkiye ayrılmış olan merkez kuvvetlerinin sağ tarafına Timur Han'ın ikinci oğlu Ömer Şeyh Mirza, sol tarafına ise Emîr Celâl İslâm kumanda ediyordu. Akkoyunlu sultanı Osman Bey ile Emîr Cihan Şah'ın tümenleri, sağ cenahın önünde yer almıştı. Mutahharten Bey, Karamanoğlu, Aydınoğlu, Menteşeoğlu, Germiyanoğlu, Saruhanoğlu ve Candaroğlu, sağ cenahta yer almışlardı. Çağatay sultanı Mahmud Han, Timur'un yanında idi.
Muharebe günü sabah namazından sonra Yıldırım Bayezid Han, askerlerine veciz bir hitabede bulundu. Fakat karşı taraf da Sünnî Müslüman ve Türk olduğu için, askerin, Hıristiyan ordularına karşı gösterdiği başarıyı gösteremeyeceği ortada idi.
İki ordu, Ankara'nın kuzeydoğusundaki Çubuk ovasında, 28 Temmuz 1402 tarihinde karşılaştı. Burada, o devrin en büyük kumandanlarından ikisi arasında tarihin en büyük savaşlarından biri oldu. Fil görmemiş Osmanlı atları ürktü. Osmanlı ordusundaki Kara Tatarların, aniden Timur tarafına geçip, Rumeli sipahilerinin arkasından ok atmaya başlamaları, Osmanlının taarruz gücünü kırdı. Bu sırada Osmanlı ordusundaki Karaman, Candar, Germiyan, Aydın, Menteşe ve Saruhanlı sipahileri karşı tarafta bayrak açmış olan beylerini görünce, Timur Han'ın tarafına geçtiler. Yıldırım Bayezid Han'ın yanında az bir asker kaldı. Osmanlı ordusunun bir kısmı geri çekildi. Kara Timurtaş ve Firuz paşalar, birlikleri tamamen bozuluncaya kadar dayandılar. Yıldırım Bayezid Han, gün batarken üç bin kişi ile Çataltepe'de muharebeye devam ediyordu. Burada süren üç saatlik vuruşmadan sonra, mağlûbiyeti anlayınca etrafındaki askerleri yararak kurtulmak istedi. Yıldırım Bayezid Han'ın atı yaralanınca, oğlu ile beraber, Çağatay hanı Sultan Mahmud Han'ın kumanda ettiği birlik tarafından esir alındı.
Timur Han, kendisini iyi karşıladı ve tesellide bulundu. Bir Osmanlı padişahına yaraşır şekilde, izzet ve ikramda bulundu. Timur'un, Yıldırım Bayezid Han'a iyi davranmadığı iddiaları uydurmadır. Ancak, esaret zilletini çekemeyen Yıldırım Bayezid Han, kederinden ve nefes darlığından kırk dört yaşında vefat etti. Timur Han, ölüm haberini alınca; "Yazık oldu, büyük bir mücahid kaybettik" demekten kendini alamadı.
Ankara Savaşı, Orta Çağ'ın en büyük meydan muharebesidir. İki yüz binden fazla Türk askeri, birbiri ile savaşmıştır. Anadolu topraklarında iki Müslüman devlet arasında yapılmış olan büyük meydan muharebelerindendir. Ankara Savaşının önemli neticeleri arasında; Anadolu Türk birliğinin parçalanması, Bizans ve İstanbul fethinin elli yıl daha uzaması ve Osmanlı Devleti'nin gelişmesinin en azından yarim asırdan daha fazla gecikmesi sayılabilir.
Timur Han, Ankara Savaşında kırk bine yakın zayiat vermiştir. Halbuki o, bu muharebeye kadar altı binden fazla kayıp vermemişti. Buna, Osmanlı ordusundaki sevk ve idarenin mükemmeliyeti sebep olmuştur. Bazı tarihçiler, Yıldırım Bayezid Han ile savaştığı için Timur Han'ı haksız olarak kötülemekte, harp sahasında olanları, zulüm ve ortalığı kana boyamak şeklinde bildirmektedir. Halbuki bunun iki devlet arasında bir hâkimiyet savaşı olduğu unutulmamalı, bu savaş, tarafsız bir şekilde ele alınıp değerlendirilmelidir.
 


Ziyaretçi Defteri yükleniyor...