İnebahtı Deniz Muharebesi
(İspanyolca: Batalla de Lepanto, İtalyanca: Battaglia di Lepanto), 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı donanmaları arasında, Korint Körfezi'nde, İnebahtı yakınlarında yapılan deniz muharebesidir. Osmanlı kaynakları, bu muhaberenin adını "Sıngın" olarak yazar
O dönemde Kıbrıs, oldukça hareketli Mısır - İstanbul deniz ticaret yolu üzerinde önemli bir engeldi. Ada Venedik elinde bulunuyor, adada yuvalanan, Venedik desteğindeki Hristiyan korsanlar sık sık ticaret ve hac gemilerini vuruyorlardı. Kıbrıs'ın, vaktiyle bir Müslüman ülke olduğu gerekçesiyle fetva alınıp savaş açıldı. Kıbrıs'ın önemli merkezleri Lefkoşe ve Magosa, zorlu mücadelelerden sonra zaptedildi ve fethi tamamlandıktan sonra Kıbrıs, beylerbeylik haline getirildi (1570-1571)
Osmanlı Devleti'nin Kıbrıs adasını almaları, Avrupa'da büyük tepkilere yol açtı. Bunun sonucu olarak Papa, İspanya kralı ve Venedik dukası, Osmanlılara karşı birleştiler. Bu birleşmeyi imza ile de onayladılar (15 Mayıs 1571). Kutsal ittifak adı verilen bu antlaşmayı, Osmanlılar, gizlice öğrendiler. Osmanlı Dîvanı'nda, bu tarihlerde, bazı görüş ayrılıkları yüzünden anlaşmazlık vardı. Bu durum, alınacak tedbirleri durduruyor, Donanmayı Hümayun amiralliğinin, Preveze'den yazdığı yardım isteklerini cevapsız bırakıyordu. Sonunda Dîvan, Avrupa karşısına güçlü bir donanma ile çıkma konusunda karara vardı. Ancak Dîvandaki anlaşmazlık yüzünden, Osmanlı donanmasının başına, bir kara ordusu kumandanı olan Müezzinzade Ali Paşa getirildi. İstanbul'a gelen ikinci bir haber, Osmanlı sularına gelmekte olan Haçlı donanması ile ilgiliydi. Sokollu, bu donanmayı durdurmak görevini de gene bir kara ordusu kumandanı olan Pertev Paşa'ya verdi.
Osmanlı donanmasında bir vezir, dört paşa, 15 beylerbeyi vardı. Ayrıca Uluç Ali Paşa, Cafer Paşa, Barbaroszâde Hasan Paşa, Barbaroszâde Mehmed Paşa ve Salihpaşazâde Mehmed Bey gibi Osmanlı denizcileri de bulunuyordu.
Osmanlılara karşı meydana getirilen Haçlı donanmasının başına, V. Karl'ın evlilik dışı oğlu, Hollanda genel valisi Don Juan de Austria (Avusturyalı Johann) getirildi. Venedik donanmasının başında Vaniero, Cenevizlilerinkinde Giovanni - Andrea Doria, Papalık donanmasında da dük Marco Antonio Collonna vardı. Ayrıca Avrupa'nın prens, asilzâde, amiral ve generalleri Haçlı donanmasında görev almıştı.
Müezzinzade Ali Paşa ile Pertev Paşa'nın yanlış tutumları, Osmanlı denizcilerinin karşı koymalarına sebep oldu, ancak, yapılan tartışmalar sonunda Kaptan-ı Deryanın görüşü uygulandı.
İki donanma, dünya tarihinin en büyük deniz muharebelerinden birine başladı. Osmanlı donanması bozuldu. 142 gemi yok oldu, 20 bin Osmanlı askeri öldü. Ölenler arasında, Müezzinzade Ali Paşa başta olmak üzere birçok Osmanlı paşası ve beylerbeyi de vardı. Bu arada, yalnız Uluç Ali Paşa'nın kumandasındaki Osmanlı donanmasının sağ cenahı başarı gösterdi. 42 Osmanlı gemisinden kurulu olan bu cenah, gemilerini kaybetmedi, Haçlı sağ cenahını bozarak, savaş alanından ayrıldı. Uluç Ali Paşa, bu başarısından sonra Kaptan-ı Deryalığa getirildi ve "Kılıç Ali Paşa" diye anıldı.
Sokollu Mehmed Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi. Bunun için çok sayıda malzemeye ihtiyaç olduğunu, kısa süre içinde böyle bir donanmanın hazırlanmasının zor olacağını söyleyen Uluç Ali Paşa'ya, Sokullu; "Bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Hangi geminin malzemesi yetişmezse gel benden al" demiştir ki, Osmanlı Devletinin o dönemdeki gücünü göstermesi açısından önemlidir. Sokullu Mehmed Paşa, gönderilen Venedik elçisine de, İnebahtı Deniz Muharebesiyle ilgili olarak "Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'da bizi yenmekle, sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar" diye cevap vermiştir.
Bununla beraber, İnebahtı Muharebesinden sonra, kaybedilen binlerce denizciyi yerine getirmek kolay olmamış ve tecrübesiz leventlerden teşkil edilen yeni donanma, devlete Akdeniz'deki eski kudretini kazandıramamıştır.Artık, Avrupa siyasetini yönlendirecek ve ticaret yollarını hakimiyet altına alacak Hint Seferleri gibi büyük projelere de tevessül edilememiştir.