" target="_blank"> TARİH KURDU: Yavuz Sultan Selim Han

Sponsorlu Bağlantı

4 Aralık 2013 Çarşamba

Yavuz Sultan Selim Han

Sultan Selim Han, 1470 yılında Amasya'da doğdu ve 1520 yılında vefat etdi. Osmanlı Devleti'nin topraklarını iki buçuk mislinden fazla genişletti. Babasından devraldığı 2.373.000 kilometre karelik olan ülke toprakları onun zamanında 6.557.000 kilometre kareye çıktı. On altıncı yüzyılda Osmanlı kara ordusu, dünyanın en büyük ordusuydu. Kara askerine verdiği önemi donanmaya da verdi. 


"Niyetim Feth-i Efrenciye'dir"
Yavuz Selim Han, bir gün, devrin büyük alimi Kemal Paşazade'ye niyetinin "Feth-i Efrenciye", yani Avrupa olduğunu bildirmişti. Ancak yüce Hakan'ın yine Eyyub Sultan Hazretlerinin türbesini ziyaretle başladığı bu seferine yakalandığı amansız şirpençe (bir çeşit kan çıbanı) hastalığı mani oldu.
Selim Han, Çorlu'da başhekim nezaretinde tedavi gördü. İki ay hasta yatıp, 22 Eylül 1520 tarihinde Cuma akşamı Osmanlı karargahının bulunduğu Çorlu'nun Sırt köyünde vefat etti. Vefat etmeden bir müddet önce yanında bulunan; can yoldaşı müsahibi (sohbet arkadaşı) Hasan Can; 
-Sultanım şimdi Allah'ı hatırlamak zamanıdır, deyince Yavuz Sultan Selim Han;
-Lala, Lala! Bunca zamandan beri sen bizi kiminle biliyordun? Cenab-ı Hakk'a teveccühümüzde bir kusur mu gördün? buyurmuş ve Yasin-i şerif okumasını istemişti. Kendisi de onunla birlikte okurken ruhunu teslim etmiştir... 
Cenazesi İstanbul'a getirilip inşaatını başlattığı Sultan Selim Camii yanına defnedildi. Yerine Osmanlı Sultanı olan oğlu Sultan Süleyman Han (Kanuni) tarafından cami tamamlanıp, kabri üstüne türbe de yapıldı.

"Bu, benim için bir şereftir!.."
Sultan Selim Hanın sandukasının üstünde çamurlu kaftan örtülüdür. Meşhur rivayete göre bu kaftan hadisesi şöyle anlatılır: 
Sultan Selim Han Mısır Seferini tamamlayıp, Kahire'den Şam'a dönerken, yolda, o sırada Anadolu Kadıaskerliği vazifesini yapan Ahmed ibni Kemal Paşazade'yi yanına çağırdı. Sohbet ederek giderlerken, İbn-i Kemal'in atı birdenbire bir su çukuruna bastığı için Padişahın üstü başı ıslanıp, kaftanı çamur oldu. İbn-i Kemal Paşa telaşa düşünce, Sultan Selim Han onu rahatlatmak için şöyle der: "Bir alimin atının ayağından sıçrayan çamur, benim için şereftir. Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukanın üstüne koysunlar!
Ziyaretçi Defteri yükleniyor...