" target="_blank"> TARİH KURDU: Kapudan-ı derya Kılıç Ali Paşa

Sponsorlu Bağlantı

4 Aralık 2013 Çarşamba

Kapudan-ı derya Kılıç Ali Paşa

Anlatmıştık kuzey Afrika'da İspanyollara karşı dişe diş mücadele veren Uluç Ali Reis çağırılınca "şimdi sırası mı" demez, Kıbrıs muhasarasına koşar. Yolda rastgeldiği Malta donanmasını yenip, gemilerine el koyar. 
Kıbrıslılar, Malta armadasından çok şey ummaktadırlar. O adı büyük amiralleri Türklerin elinde görünce yıkılırlar. Lefkoşa ve Magosa'da direniş aksamaya başlar. Lala Mustafa Paşa, Avrupalılara rağmen Kıbrıs'ın fethini tamamlar. (Ağustos 1571) Serdar Pertev ve Müezzinzade paşalar o hızla Rodos'a yüklenir, Girit'i de vururlar. Rumeli'de birçok Venedik hisarı ele geçer, ortalığı hilale boyarlar.
Eh bu kadar yorgunluk yeter, azıcık soluklansınlar diye cenkçi ve kürekçileri tatile yollar, gemileri İnebahtı Körfezinde (Yunanistan'da Korint sularında) bakıma alırlar. 



Su uyur...
Akdeniz'de dengeler değişince Papa (5. Pius) papalığını yapar, Türklere tek başına karşı koyacak bir devlet olmadığı için İspanya, Malta, Venedik arasında bir ittifak kurar.
206 parçalık Hristiyan donanmasına İspanya Kralı 2. Felipe'nin kardeşi ve Hollanda Genel Valisi Don Juan komuta eder. Venedikli Vaniero, Cenevizli Andrea Doria gibi ünlü amiral ve generaller de yerlerini alırlar. 
Ve korkulan olur. Haçlı donanması, İnebahtı ufkunu yelkene boyar. O gün orada en rütbeli asker olan Müezzinzade bir kara generalidir, denizcilerin endişelerini anlayamaz. Meydan savaşlarında yaptığı gibi merkeze kafadan dalmayı planlar. İtiraz eden astlarını "sizde gayret-i İslam yok mudur" diye azarlar, "her sefineden (gemiden) beşer, onar adem nakıs olsa ne yazar?"
Uluç Ali, emir komuta zincirine fevkalade saygılı olmasına rağmen ayağa kalkar "Bre, aramızda Barbaros Hayreddin ve Turgut Paşalar ile cenk eden reisler var? Bunlar neden susarlar? Ecdadın sığ denizde muharebe verdiği nerde görülmüş" diye sorar.
Ona göre düşman boğaz hisarlarını aşamaz, haçlı Amiralleri kara savaşını göze alamazlar. 

Düşman uyumaz
Ancak Müezzinzade "ben Padişah-i Alem-Penah Hazretleri'nin donanmasına kaçdı namın komazam" diyerek karşı çıkar. Uluç Ali reis "madem hareket istiyorsunuz açılıp kuşatalım" teklifinde bulunsa da amiri kıyı tarafını tutmakta ısrar eder, işi ehline bırakmaz. 
Evet Müezzinzade yürekli bir askerdir, düşmandan korkmaz, öyle ki fener ve forsların gizlenmesine dahi gerek duymaz. Meşhur tedbirdir ama içinde amiral olan gemileri saklamaz.
İki donanma 16 asır önce Octavianus'un, Kleopatra'yı yendiği yerde karşılaşır. Kürekçileri eksik tekneler manevra yapamaz, adeta umman tutuşur, subaysız kadırgalar av olurlar. Büyük bir bozgun yaşanır, 142 savaş gemisi elden çıkar, 30 bin Hristiyan forsa kaçar. Başta Müezzinzade olmak üzere 20 bin Türk şehadet şerbetini yudumlar. Tarihçilerimiz bu felaketi, "Sıngın (sinmiş, yenilmiş) Savaşı" diye adlandırırlar. 
Tabii bu arada Haçlılar da hırpalanır. Sadece Venedikliler 30 amiral kaybeder, ölüleri 8 bini bulur, yaralılar 20 bini aşar, 2 bini de esir olurlar. 
Ancak Uluç Ali Paşa'nın komutasındaki sağ cenah kusursuz savaşır, 42 gemiden biri bile kaybolmaz. Piştovsa piştov, yatağansa yatağan, kılıç, kargı, balta, artık ne arzuluyorlarsa... O hengamede Malta amiral gemisini de zapt eder; süslü komutanı atalarının yanına yollar. 

Yelkenleri atlastan
2. Selim Han haberi duyunca perişan olur, üzüntüsünden uykuyu unutur, ağzına lokma koymaz. Ağlamaktan gözleri şişer, yastığı kurnaya döner. O hiddetle Pertev Paşa'yı azleder, yerine Piyale Paşa'yı atar, Uluç Ali'nin adını "Kılıç Ali"ye çevirir ve Kaptan-ı Derya yapar. "Bahara kadar kaybedilen gemilerin adedince tekne çakılsın" der, o kadar. 
Gemi dediğin safi tahtadan ibaret değildir, 200 sefineye en az beş altı yüz lenger çapa, palamar, yelken, halat bulmak lazımdır ki korsanlıktan gelme Kılıç Ali tereddütler yaşar. 
Ancak Sokollu kendinden emindir, "...Paşa paşa, sen henüz Devlet-i Aliyyeyi tanıyamamışsın" der, "Vallah şöyle itikad eyle. Bu devlet ol devlettir ki, murat edilirse cümle donanmanın lengerlerini ve serenlerini gümüşten, çarmıklarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan yapar. Hiç kaygılanma var git, işine bak!"
O da işine bakar, dengeli, hızlı, kıvrak ve müessir tekneler planlar, engin tecrübesini ortaya döker, Tersane-i Amire ustalarına ufuk açar. 
İnebahtı'nda 142 gemi kaybolmuştur, bahara kadar 237 kadırga, 8 mavna çakar, techizatı noksansız tamamlar. Bu ne hummalı çalışmadır, akıl sır almaz. Tersaneye imkan sağlayan mali gücü ifade için "muazzam" kelimesi bile cılız kalır, artık nasıl anlatsak? 
Kılıç Ali Paşa, 250 parçalık donanması ile Barbaros'un türbesi önüne gelir, fatiha okuyup yola koyulurlar. 

Gel de şaşma!
Hristiyanlar, kazandıkları zaferin şerefine şarkılar besteleyip heykeller dikmekle meşgulken şoke olurlar! Akdeniz'in leylaki ufkunda beliren hilalli kadırgalara şaşkın şaşkın bakar, istavroz çıkarırlar.
Haçlı gemileri yıpranmıştır, kaldı ki onlar da İnebahtı'da kaybettikleri askerlerin yerini dolduramazlar. Türkler geçen yılın hesabını sorar, öclerini komaz alırlar. 
Müttefikler panik içindedir, nitekim ilk çatlak Venedik'ten gelir. Fransa aracılığıyla barış ister ve paşa paşa Kıbrıs'ın Osmanlı Devletine ait olduğunu imzalar (7 Mart 1573) Kanuni devrinde ödediği haracı üç misli artırır, tazminat olarak da 300 bin duka altını verme taahhüdünde bulunur ki İnebahtı'nın maddi kaybı telafi edildi demektir. 
Tarihçi Hammer, "Bu antlaşmanın şartlarına bakınca, İnebahtı'nın Türkler'ce kazanılmış olduğu da söylenebilir" hakikatine vurgu yapar. 
Hasılı Osmanlı, İnebahtı yenilgisiyle toprak kaybetmez. Güya Haçlıların hedefi Kıbrıs'tır ama yanına bile yaklaşamazlar. İnebahtı ilk Türk bozgunu olduğu için, Avrupa'da "geçici" bir sevinç dalgası estirir, o kadar. 
Nitekim Sokollu, Venedik elçisine: "Biz Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Siz İnebahtı'nda donanmamızı bozmakla sakalımızı tıraş ettiniz" der. 
Anlayana yeter. İzah, mizahı bozar!..
Ziyaretçi Defteri yükleniyor...